Cami İşçisi Miguel de Cervantes
Osmanlı İmparatorluğu’nda önemli devlet adamlarının kendi isimlerini yaşatmak için cami yapması bir gelenekti. Önemli bir görev aldıktan sonra ya da büyük bir zafer kazandıktan sonra paşa veya vezir gibi devlet adamları sultandan izin alır ve uygun görülen yerde camilerini inşa ederlerdi.
Birçok zafer kazanan Kılıç Ali Paşa da kendisi için bir cami yaptırmak ister. Sultan 3. Murad’ın huzuruna gider ve isteğini belirtir. Sultan 3. Murad kendisine “Sen denizlerin komutanısın. Sana karada toprak vermem. Git camini denizde yap!” diye şaka yapar. Ama Kılıç Ali Paşa bu sözü ciddiye alır ve Mimar Sinan’a durumu anlatır. Mimar Sinan bugünkü Tophane semtinde denizi doldurarak tarihte ilk defa deniz üstüne bir cami inşa etmeye başlar. Haberi alan sultan, şaka yaptığını ve paşanın nereye isterse oraya cami yapabileceğini söyler ama padişahın ilk sözünü yerine getirmenin doğru olduğunu düşünürler ve tarihin ilk deniz camisi yapılır.
Bu cami inşa edilirken işçilerin içinde önemli biri daha vardır. Kendisi Miguel de Cervantes’tir. Cervantes, İnebahtı deniz savaşından sonra 1575 yılında İspanya’ya dönerken esir alınır. Birkaç sene İstanbul’da kalıp cami inşaatında çalıştıktan sonra serbest bırakılır. Cervantes’in ismi o dönem cami inşaatında çalışanlar için hazırlanan defterde yazılı olarak bulunmuştur.