Leyla ile Mecnun’un Kırda Karşılaşması
Mecnun’un Leyla’dan ayrıldığından beri üzüntü ve kederi günden güne artar. Sürekli yalnız kalarak Leyla’yı düşünür. Etrafındaki kimseyle konuşmak istemez. O, çok sevdiği dadısını bile yanına yaklaştırmaz. Mecnun’un bu halini gören babası çok üzülür. Onu neşelendirmek, tekrar hayata döndürmek için eğlence meclisleri kurar, av partileri düzenler, değerli hediyeler alır ama Mecnun’da hiçbir değişiklik olmaz.
Mevsimler değişir yazlar kışa, kışlar bahara döner. Hayatlar değişir çocuklar gence, gençler yaşlıya döner. Dünya değişir köyler kasabalara, kasabalar şehirlere döner. Ne var ki Mecnun’un bu üzüntülü ve kederli hali hiç değişmez. Günlerden bir gün Mecnun’un arkadaşları onun evine gelir ve Mecnun’u kırda piknik yapmaya davet ederler. Mecnun gitmek istemez ama arkadaşlarının ısrarlarına dayanamayıp piknik davetini kabul eder. Dadısı sevinçle piknik için çeşit çeşit yiyecek ve içecekler hazırlayıp Mecnuna verir. Mecnun arkadaşlarıyla birlikte yeşillik ve sulak bir araziye gider. O gün Mecnun’dan başka herkes çok sevinçlidir. Oyunlar oynanır, yemekler yenir, şarkılar söylenir. Mecnun ise bir köşede sessizce oturup arkadaşlarını izler. Bir süre sonra yakınlardan gelen bir ses Mecnun’u uzun zamandır daldığı ölüm uykusundan bir anda uyandırıverir. Bu Leyla’nın sesidir. Mecnun hızla oturduğu yerden kalkar ve sesin geldiği yöne koşar. Biraz sonra çalılıkların arasında Leyla ile arkadaşlarını oturmuş konuşurken bulur. Mecnun gözlerine inanamaz. Onların olduğu yere biraz daha yaklaşır. Evet, bu gördüğü Leyla’nın ta kendisidir. Ondan başkası olamaz. Mecnun’un etrafındaki kara bulutlar dağılıverir. Leyla’dan ayrıldığından beri süren üzüntüsü ve kederi bir anda kaybolur. Artık Mecnun için bayram günü bugündür. Leyla’ya doğru yanaşmaya başlar. Leyla da Mecnun’u fark edip ayağa kalkar. İkisi de karşı karşıya gelmiştir artık. Birbirlerine iyice yaklaşırken. İkisinin de heyecanı o kadar artmıştır ki kalp atışlarının sesi on metre öteden duyulmaya başlar. Leyla daha fazla dayanamayıp bayılır. Leyla’nın bayıldığını gören Mecnun dayanamaz ve Leyla’nın bayıldığı yerin hemen yanına o da bayılır. Leyla’nın arkadaşları Leyla’nın yüzüne gül suyu dökerek onu ayıltır ve onu evine götürürler. Mecnun ise gözyaşları içinde ayıldıktan sonra yanında Leyla’yı göremez ve kahrolur. Günlerdir devam eden üzüntüsü ve kederi daha da artar. Üstünü başını parçalayarak “Leyla!” diye bir çığlık atar. Onun sesini duyan arkadaşları hemen yanına gelir. Mecnun, arkadaşlarına kendisinin artık aşk hastası olduğunu ve kendisinden uzak durmalarını söyler. Babasına da durumunu anlatan bir mektup yazıp arkadaşlarına teslim ettikten sonra “Aşığa bunlar yük olur.” diyerek gömleğini ve ayakkabılarını çıkartarak oradan uzaklaşır.
Günden güne (Günbegün): Zaman geçtikçe, yavaş yavaş.
Günlerden bir gün: Önceden belli olmayan, herhangi bir gün.
O gün: Belirli olan gün.
Bayram günü: En mutlu gün.
Günlerdir: Bir süredir.